CENGİZ HAN Temuçin TiMuR
Cengiz Han’ın şeceresi yarı mitolojik bir şekilde sis perdesi arkasındadır. Onun atalarının ve kendisinin doğuş efsanesi, Moğol mitolojisinin önemli belgelerindendir. Yazılış tarihi itibari ile Cengiz Han’ın yaşadığı döneme en yakın olanı Şamanizm etkilerinin görüldüğü, 1240 yılında Moğolca olarak kaleme alınmış olan Moğolların Gizli Tarihi adlı esere göre Cengiz Han’dan 10 nesil önce yaşayan Alangoya, Cengiz Han soyunun efsanevi büyük annesi olarak kabul edilmiştir. Moğolların Gizli Tarihinde yer alan efsaneye göre Alangoya dul kaldıktan sonra evlenmediği halde üç oğlu daha olmuştur. Cengiz Han ve onun mensup olduğu Börçiginler bu çocuklardan “Bodoncar” adlı en küçük olanının soyundan gelmektedir. Alangoya efsanesi yalnızca Cengiz Han’ı değil onunla birlikte “Nirun” yani ışığın çocukları adı verilen bir yığın boyu ilgilendirse de Cengiz Han soyunun en büyük efsanesi olarak kabul edilmiştir. Nirun boylarından öncelikle Cengiz Han’ın boyu Borciginler ardından Tayciutlar, Barlaslar, Derbenler, Salciutlar ve başka birkaç boy daha sayılabilir. 1140 yılında Moğol kabilelerinden Börçiginlere mensup Kabul, bütün Moğolların ilk lideri olarak “Han” unvanını almıştır. Cengiz Han’ın babası Yesügey Bahadır onun torunudur.
Kabul Han ve onun halefi Ambakay Han zamanında Moğollar, Çin'deki Jin İmparatorluğu ile mücadele edecek kadar kuvvetlenseler de Tatarlar, Çinlleri hoşnut etmek için Ambakay’ı Çin’e teslim ettiler. Ambakay hiç alışılmadık bir şekilde, “tahta eşek şekli” denen bir duruma sokularak çarmıha gerilip infaz edildi. Cengiz Han’ın büyük amacası Kutua, bu hakarete Çin üzerine ve Tatarlara bir dizi saldırı düzenleyerek cevap verdi ve bu akınlar sonunda “Moğol Herkülü” unvanını kazandı. Fakat, 1160 yılında, detayları bilinmeyen bir dizi olay sonunda, Kuzey Çin’in hakimi Jin Hanedanı, Moğolları hezimete uğrattı. Moğollar bir süre karmaşa içinde dağıldılar. Sefalet içinde yüzen bu karmaşık haldeki Moğollar’ın içerisindeki önemsiz liderlerden biri olan Kabul Han'ın torunu Yesügey Bahadır, ittifaklar kurarak Moğolları güçlendirmeye çalıştı. Moğolların batı komşusularından biri olan Türk boylarından Keraitler idi. Keraitler 200 yıldan beri Nasturi Hıristiyan’dı. Hıristiyan Keraitlerin o zamanki lideri Tuğrul idi. Tuğrul, 1160 yılında iç meseleler sonucu tahtını kaybetmişti. Moğolların lideri Yesügey, Tuğrula kabilesinin önderliğini yeniden ele geçirmesi için yardım etti. Tuğrul ve Yesügey anda ile kardeşilik yemini ettikten sonra, daha sonraları Moğolların yeniden ortaya çıkışında olağanüstü önem taşıdığını kanıtlayacak olan bir ittifak kurdular.
Rivayetlere ve efsaneye göre Yesügey Bahadır bir gün Onon nehri kıyılarında şahini ile avlanırken gelinleri taşımak için özel olarak tahsis edilmiş, bir at arabasına rastladı. Yesügey, arabanda oturan kıza ilk görüşte aşık olmuştu. Yesügey iki kardeşini yanına alarak ve birlikte ağır ağır giden düğün arabasına yetiştiler. Üç kardeş Onggirat boyunun Olkunat kabilesinden olan Höelin adındaki yeni evli gelini yakaladılar. Höelin başke seçme şansı olmadığı için Yesügey Bahadır’ı yeni kocası olarak kabullendi. Yesügey onunla, doğurduğu oğlan bir kahraman olacak diyerek evlenmişti.
Evlilikten bir süre sonra Yesügey, Tatarlar üzerine yaptığı bir akından geri döndüğünde, Höelin kocasını hamile olduğu haberiyle karşıladı. Kaynaklarda bebeğin doğumu sırasında Höelin’in kapısına bir yay ve ok asılarak şeytanın girmesinin engellendiği ancak yakın akrabalar ve bir kadın Şamanın ebe olarak görev yaptığı ileri sürülmektedir. Şaman, bebeği çok yakından inceleyerek, geleceği hakkında kehanette bulunabilecek bir işaret arayacaktı. Efsaneye göre sağ avucunun içinde sonraları gayet doğal olarak, gücün ve çok kan dökeceğinin simgesi olarak nitelendirilecek aşık kemiği şeklinde bir kan pıhtısı ile doğdu. Yegüsey Bahadır düşman olduğu Tatar kabilelerinden birinin reisi olan Temuçin adlı bir kişiyi esir almıştı. İşte bu esir ve hadise üzerine Yegüsey Bahadır oğluna Temuçin adını verdi. Temuçin, katı, sağlam, sert, dayanıklı ve demir gibi anlamlarına gelmektedir.
Arap ve İranlı tarihçilere göre Temuçin'in doğum tarihi 26 Ocak 1155'tir. Ancak Çin kaynaklarınca Temuçin, 12 Hayvanlı Türk takvimine göre domuz yılının başında dünyaya gelmiştir. Bu hesapla 12 Hayvanlı Türk Takviminde 1 yıl 12 yılı kapsadığı için 1155 ile 1167 arasında sonu 2 ile biten bütün senelerden yola çıkarak doğum tarihinin 1162 olabileceği kabul edilmektedir. Uzmanlar Temuçin’in doğum tarihini nasıl kanıtlamaya çalışıyorlarsa doğum yerinin de kesin olarak nerede olduğunu tartışmaktalar.[4] Cengiz Han zamanından günümüze kalan tek kaynak olan “Moğolların Gizli Tarihi” adlı eserde bu yerin Onon yakınlarında Dülün-Boldak adıyla bilinen bölge olduğu yazmaktadır. Bu adın anlamı “Dalak Tepeciği” dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder